Gebelik doğru zamanda doğru şartlar altında gerçekleştiği ve devam ettiği sürece, sağlığınız için çok olumlu bir biyolojik olaydır, bedeniniz ve ruhunuz yararınadır. Aksi durumda, az olasılıkla da olsa istenmeyen tatsız bir olayın başlangıcı olabilir.
Üreme çağına gelmiş her yetişkin bayanın gebe kalmasından daha doğal bir şey olamaz. Bu kadar doğal bir olayda nasıl risk olur diye hemen itirazı basmak isteriz. Fakat doğal olayların gelişiminde nasıl bazen felaketler yaşanıyorsa, bir gebelik sırasında da hastalığa yol açabilecek bazı riskler gebeleri beklemektedir. Bu riskler o kişinin genetik özelliklerinden kaynaklanabildiği gibi, gebe kalmaya karar verdiği yaşamakta olduğu çevre faktörleri ve doğduğu günden itibaren geliştirdiği yaşama, yeme ve içme alışkanlıkları ile de ilişkili olabilir.
Bir gebelik gelişimi sırasında, gebenin yaşamsal organları kendi bedenine ek olarak ayrıca büyümekte olan bir canlının yani bebeğin de hizmetinde olurlar. Başka bir deyimle gebelik ayları büyüdükçe, anne organlarına düşen yük de büyümektedir.
Eğer gebelik öncesi belirti vermeyen bir hastalık varsa, gebelik olaylarının ilerlemesiyle ortaya çıkmaya, gebeyi ve bebeği riske etmeye başlarlar. Bu risk durumu fark edilmez veya fark etmekte gecikilirse ve tedavi edilmezse, gebeyi kolayca yüksek riskli bir gebe adayı yapacaktır. Yüksek riskli gebeden söz ediyorsak, kontrol altına alınmadığı takdirde annenin veya bebeğin yaşamını tehdit eder bir riskten bahsediyoruz demektir.
Bir gebelik sırasında en sık rastlanan ve korkulan risklerin başında, gebelikle gelen hipertansiyon ve şeker hastalığıdır. Bu hastalıkların ortaya çıkmasında kişinin genetik eğilimi olabileceği gibi, o kişinin gebelikten önce sigara içiyor, alkol alıyor, anormal kilolu ve yaşlı olması da kolaylaştırıcı faktörlerdendir. Ayrıca, kansızlık benzeri kan hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, tiroid bezi çalışma bozuklukları, böbrek ve karaciğer yetmezlikleri, akciğer hastalıkları, allerjik ve romatizmal hastalıklar gebelikte risk oluşturacak durumlardır. Bütün bunlar gebelik öncesi gebe adayı tarafından bilinmeyebilir ve gebelik süresi ilerledikçe görünür hale de gelebilir.
Hastalıklara ve detaylarına burada girmeye gerek yok. Bilinmesi gereken, gebe adaylarının gebe kalmadan önce kendilerini gebeliğe hazırlamalarıdır. İlk yapılacak iş yeme içme ve çevre düzenini gözden geçirmeleridir. Sigara ve alkol alışkanlığı varsa öncelikle bırakılmalıdır. İşlenmiş gıda alımından çok, doğal gıdalara yönelinmelidir. Normal kiloda değilse, nedenini araştırmalıdır. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görünerek, kendine ait olabilecek risk faktörleri neler, onların belirlenmesini sağlamalıdır.
Böyle bir başvuru aynı zamanda üreme organlarınızın da gebe kalmadan önce sağlıklı olduğunuzun onayı olacaktır. Gebelik öncesi kan ve idrardan yapılan size özel bazı testler, sizde ileride ortaya çıkabilecek bazı hastalıkları gösterebileceği gibi, gebelik sırasında düşük veya erken doğum yapacak veya bebeğinizi riske edebilecek bazı enfeksiyonların sizin tarafınızdan taşınıp taşınmadığını ve bağışıklık olup olmadığını da gösterebilir.
Gebelik sırasında en çok korkulan enfeksiyonlar, kızamıkçık ve toksoplasmosisdir. Gebe kalmadan önce, eğer daha önce geçirmediyseniz kızamıkçık aşısı olmanızda fayda vardır. Toksoplasmosis için bir aşı yoktur. Daha önce geçirilmediyse, kedi ve köpeklerden uzak durulmalı, çiğ et yenmemeli, sebze ve meyveler iyi yıkanmalıdır. Kızamıkçık konusunda da durumunuz belirsiz ise küçük çocuklardan uzak durmanız, gebelik planlamakta olduğunuz zaman önemlidir.
Unutmayınız, gebe kaldığınızı anladığınız en erken zaman, bebeğiniz beş haftalık sayılacaktır. Gerekli titizliğe, gebelik testi pozitif göstermeden haftalar öncesinde başlamak gerekecektir.
Anneleriz sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.